28 Haziran, 2012

Bu doktorla olmayacağı muhakkak..Eve yakın oluşu akla yakın gelmişti ama ben ne canımı ne de canımın canını, saygısızlık yapmayı kendinde hak gören birine teslim edemem.
Başka bir doktor arıyorum, ilk önceliğim eve yakın olması ki kocam olmadığında da ben atlayıp gidebileyim.
Alışverişten dönerken yol üstünde kocaman bir levha görüyorum."Kadın doğum uzmanı falanca"
"görüşelim mi? "diyorum kocama.
"Randevusuz olur mu, telefonu var levhada bir ara önce"diyor. Haklı ama şansımı deneyeceğim.
Arıyorum, asistanı "doktor bey 10 dakikaya kadar çıkacak, yakınsanız buyurun"diyor.Çok seviniyorum.
"Kapıdayız zaten "diyorum.
3 dakika sonra muayenehanedeyiz.Çok güleryüzlü, ilgili bir adam, beni uzun uzun dinliyor ve bu kadar tedaviden sonra spontane hamile kalışımı büyük şans olarak görüyor.
Muayenemi yapıyor.Bebek gayet iyi görünüyor, herşey yolunda orada diyor gülerek.
Ama yüzünde bir tuhaflık var, muayeneye dakikalarca devam ediyor,konuşmadan.
Odasına geçtiğimizde "hoşuma gitmeyen ve şüpheli bulduğum bir kitle var"diyor.

"evet "diyorum.Tüp bebek doktorum da söyledi sarı cisim dedikleri kitleymiş, zamanla geçer demişti"diyorum.
"Bu tarihlerde sonlanması gerekirdi ve yapısal görüntüsü tetkiki gerektiriyor bence "diyor.
"riskli gebelik uzmanınıza gitmenizin tam zamanı, hem olası sağlıklsız doğumları engellemek için yapılan testi de yaptırmalısınız bir an önce "diyor.
"peki "diyoruz, kafamız karıştı biraz...

Bu arada bebeğin bu aylarda tekmelemeye başlayacağını söylüyor, o karşıklık içinde gülümsüyorum, yakında hissedeceğim bebeğimi,heyecanlandım bak yine..

Ertesi gün internetten bir Prof buluyorum, üniversitede de öğretim görevlisi, Ortaklar Caddesinde, iyi en azından işime yakın.Randevumu alıyorum hemen. Hoca, riskli gebelik takibi yaptığı gibi jinekolog onkolog, oldukça dolu bir ardeli var, sevindiriyor beni bu.

Biraz soğuk, pek gülümsemeyen bir doktor ama ne yapalım, oturup akşam sohbeti edecek değiliz ya, bana ve bebeğime iyi baksın yeter.

Hikayemizi dinliyor, muayene ediyor sonra da.
Yine çoook uzun süren bir muayene.
Aldığım kiloya hayret ediyor, çok fazla kilo aldığımı söylüyor, oysa hiç yemiyorum, hayret bir durum, neredeyse bebeğe yetecek kadar yiyorken kilo alıyor almam benim için de şaşırtıcı.

"buradaki kitle şüpheli "diyor."bebeğin burun kemiğini de ölçümleyemedim, down sendromunda karşılaştığımız bir durum bu, belli olmaz ama bu ölçüm önemli" Şaşkınız..
Down sendromu?
Kitle?
"sizi hocama göndereceğim, yazdığım notu gösterirsiniz.Konsültasyon görüşünü bildirir bana.Sizin durumunuz acil, eğer randevu alamazsanız benim ismimi verin ve rica ettiğimi söyleyin "diyor.
Kapıdan bizi uğurlarken de nedense, herhangi bir açıklama yapmadan "sizin takibinizi ben yapamayacağım yalnız "diyor.İyice şaşırıyoruz ama nedense "neden "demiyoruz. Kafamız o kadar karıştı ki, kalbim sıkışıyor, yolunda gitmeyen birşeyler var sanırım..
"peki hocam "deyip ayrılıyoruz.

Yakındaki bir kafeteryaya oturuyoruz.
Kafamız bir dünya.
Bu konu hakkındaki herşeyle ilgili soluksuz konuşuyoruz; hava, su, trafik vs vs vs.
Hangimiz açacağız birbirimize konuyu?
Kocamın ela gözleri kızarmış, yok yok yolunda gitmiyor birşeyler...

Konsülte edecek hocayı araıyoruz. Tahmin edildiği gibi randevu veremiyor kısa süreli, bizi gönderen hocanın adını veriyorum "ben onla konuşayım size döneyim "diyor.
5 dakika sonra arayın "sabah gelin hemen "diyor.

Neler oluyor bilmiyorum, sabaha kadar bir dakika kırpmıyorum gözümü.
Bebeğim, iyi misin? İyi miyiz? Beni bırakmayacaksın değil mi? Burnunu ölçemedim dedi ya doktor, orada herşey yolunda mı meleğim,Umut'um....

27 Haziran, 2012

İş yerimdeki arkadaşlarımla da paylaştım .
Çok sevindiler, en azından ben öyle sanıyorum, öyledir tabii, deli mi bunlar niye sevinmesinler ki:)

Bugün doktoruma gideceğiz, şimdi gebelik kontrollerimi planlayacak.4. hafta bitince gelmemizi söylemişti, kalp atışlarını dinletecek bize.Çok heyecanlıyım...

Her zamanki masaya tüneme seromonisi sonrası ışığı söndürüyor hemşire.Ekran tam karşımda.
Birkaç dakika sonra odayı bir ses dolduruyor; güp, güp, güp !
Kalbi..
Bebeğimin kalp sesi...
"bak şurada işte "diyor doktor, minicik, minicikten bile mini..Yavrum.
Bir el sanki kalbimi alıp sıkıveriyor, bırakıyor sonra.Hah tamam bıraktı dediğim yerde tekrar..Midemde kelebekler uçuşuyır sonra..Heyecanım tarifsiz, şu kadar zamanlık ömrümde tatmadığım bir heyecan.
Elimi tutuyor kocam, sevgiyle bakıyor bana, ben ekrana o da bana, heyecanım yüzüme nasıl yansıdıysa artık..Elim titriyor olmalı, gülüyor "sakin ol, korkutacaksın bak.."

Bir minik kitle var, corpus luteum-sarı cisim -denen, hamileliklerde oluşan ve 3-4 ay sonrasında kendiliğinden kaybolan birşey bu, endişe edecek birşey yok "diyor, ekliyor sonra İstirahat etmeli ve dikkatli davranmalıymışım.Özellikle ilk 3 ay. "peki "diyorum.
"gebeliğinde de seni takip etmek isterim "diyor doktorum.
Onu seviyorum, son derece kibar ve iyi elektriği olan bir adam ama taa Anadolu yakasında ve tüp bebek merkezi olduğu için randevu almak bile çok zor, riskli bir gebelik dönemi olacağını hatırlatıyor ve "15 günde bir görmeliyim" diyor, gelebilir miyiz ki?

Çıkıyoruz, çok mutluyuz, sesler hala kulağımda, mucizem o benim,çekirdek mucizem...

Bu doktoruma gelemeyeceksek başka bir doktor bulmalıyız, iyi bir doktor, riskli gebelikler de uzman birini.

O haftayı doktor araştırarak geçiriyorum.
Tüp bebek doktorumu arayıp fikrimizi, uzaklığı vs anlatıyorum,"hemen gitmenize gerek yok "diyor."riskli gebelik uzmanı doktorunuza 4.aydan itibaren düzenli gitmenizde fayda var, şimdilik bir herhangi bir jinekolog işinizi görür "

Eve yakın olan ve gebelik testimi de yaptırdığımız hastaneye gidiyoruz ilk muayeneden 15 gün sonra.

2 kadın doğumcu çalışıyor o gün, herbirinde en az 15 kişi sırada.
Adımı yazdırıp kapının yanındaki koltuklarda beklemeye başlıyorum.

Bir muayene bir tahlil sonucu  şeklinde bakıyorlar,ufak tefek gülümsemekten uzak bir de hostesi var sırayı vs ayarlayan.
Sıra bana gelmek üzere, önümde bir muayene bir de tahlil sonucu kaldı sonra da ben.

Benden önceki hasta girdi.
Üzerinde hastane hostesi kıyafeti olan bir hanım, yanında başka bir hanımla geliyor.Ellerinde bir tahlil kağıdı var.Ben yaşlarda bir kadın, sohbetlerinden anlaşıldığı üzere tanışıyorlar, aile muhabbeti yapıyorlar şakalaşarak.

Kadını getiren hostes, doktorun kapısının kolunu tutuyor, içeri girecek, oysa sıra beim.

İçerideki çıkınca ben ayağa kalkıyorum ama doktorun hostesi, sonradan gelen hostesle fısır fısır birşey konuşuyor ve onları içeri almak üzere kapıyı açıyor.

"sıra benim ama "diyorum.
"hanımın durumu acil" diyor sert bir ifadeyle, ters ters.
"acil olan durumu nedir acaba, deminden beri şu çocukla koşturuyor koridorda, listede adı da yok, arkadaşınızın hastası diye almak istiyorsunuz "diyorum.
Diretiyor, kocam her zamanki efendiliğiyle "boşver "diyor. Veremem! İsteseler sıramı veririm ama beni aptal yerine koyarlarsa hayır!
Hostes söylenerek sokuyor onları içeri ve kitliyor kapıyı.

15 dakika bekliyorum, muhabbetlerle uğurluyor hostes onları, yüzünü bana çevirince suratı asılıyor yine.
"buyrun "diyor.

Genç bir bayan doktor, gözleri çakmak çakmak bakıyor bana." hasta acilden gelmiş, durumu acil olduğu için alıyoruz bu durumda "diyor, durumu açıklamak ister gibi değil, ihtaren !

Bir hekim kardeşi ve hemşire kızı olarak bu durumlara öyle vakıfım ki, kapıda düşündüklerim neyse olduğu gibi söylüyorum.Yüzü kıpkırmızı hiddetten.

"yatın şuraya" diyor.
toplam 2 dakika süren bir muayene.
"birşeyiniz yok, muayeneniz bitti"diyor.
"bir ilaç vs kullanmayacak mıyım, vitamin vs?" diyorum.
"çok gerekli değil "diyor.
hiç hoşlanmadı benden, kısa ve ters yanıtlarından anlaşılıyor.
Yazık, çok yazık.Görevi herşeyden önce gerçekten insancıl olmakken...Hem suçlu hem güçlü.

Sonradan Kadınlar Kulubünde bu doktorla ilgili açılan bir başlığa bu olayı yazıyorum.
Siteden uyarı mesajı geliyor, " kişi  hakkında yazdıklarınızla ilgili olan mesajınız silindi " Tahammülü de yok anlaşılan..
üzülüyorum..
Bu muayene olayını bu kadar detaylı anlatmamın bir sebebi var, ileride onu da anlatacağım.O doktoru hiç unutmadım, unutmayacağım da.

Aklımdan geçen tek şey; ceza amelin cinsindendir...


2 saat geçmek üzere, 1 saat 54 dakika oldu, 6 dakika var 2 saatin dolmasına,çıkmıştır sonuç değil mi? Ne bu saniyesi saniyesine son dakika haberi veren muhabir gibi koşturarak mı getiriyor labarant, opsiyonlu davranmışlardır 2 saat diyerek,öyledir öyledir.
Ya ararsam ve henüz çıkmadıysa?
1 saat 55 dakika oldu.
Annem kafasını meşgul etmek için olmalı, sürekli mutfakta dolanıyor, kardeşim çaktırmadan arada yüzüme bakıyor, ben de 500 defa dolandım salonda, arayacağım,dayanamıyorum.
Hastaneye hiç bu kadar kolay ulaştığım olmamıştı, çaldırdım açtılar, hayret! Labaratuvarı istedim, müzik dinledim güzel güzel.Kalbim duracak. Çok umutlu değilim ama yine de bir umut işte..
"sabah kan vermiştim de, gebelik testi için, adım şu soyadım şu, çıktı mı acaba?"
"hımm, çıktı evet de şey sizi biraz bekleteceğim"
??
"merhaba hanımefendi ben labaratuvar şefi falanca"
"sevgili dostum, deminki arkadaşa izah etmiştim tahlil sonucumu öğreneceğim, telefonu size verdi"
"evet....İlk defa mı geliyorsunuz hastanemize?"

Ne bu şimdi mini anket mi? Yoksa hastanemizde tahlil yaptıran 500. kişisiniz bir sıkımlık diş macunu kazandınız muhabbeti mi? Benim kalbim duracak aloooooo!

"Hayır, daha önce de zilyon kez geldim hastanenize.Hayırdır?"
"Kaç yaşınızdasınız?Ha burada yazıyormuş ok.İstenen bir gebelik mi bu yoksa pozitifliği durumunda sonlandırmayı düşündüğünüz bir gebelik mi?"

"Sonlandırmayı düşündüğümü söylesem bebeği bana vermeyecek misiniz yani?"
"Efendim, anlayamadım?"
"Hayır efendim beklenen bir hamilelik, yıllardır tedavi görüyorum, sonuç olumsuz mu?"
"Eviniz buraya yakın mı?"

Yok eşeğin...semeri! Niye çay içmeye mi geleceksiniz hastanece?

"Yakın beyefendiciğim , yakın olmasına ilk kez bu kadar seviniyorum zira bu konuşma böyle sürerse acile ulaşmak sorun olmayacak!"
"Tamam o zaman. Siz şimdi evden çıkın, biz labaratuvarda 11 kişiyiz, 12 kişilik bir pasta alıp gelin sonuç kağıdını verelim, gözünüz aydın hamilesiniz!"

Ha
Ha
Ham
Hamileyim, hamileyim,hamileyim Allah'ım!

Çığlıklar atmaya başlıyorum, öyle çok bağırıyorum ki adam yaptığı işten soğumuştur bunları duyunca, soluksuz çığlıklar atıyorum.

Annem çok mutlu, kardeşim, batının en hızlı telefon eden kovboyu çoktan bir numara çevirmiş bile, eşini arıyor sanıyorum.

Deli gibi oradan oraya koşturuyorum, annem bir yandan beni durdurmaya çalışıyor, sakin ol diyerek, bir yandan da "kocanı ara, meraktadır "diyor.
Onu duyuyorum ama o an şoka girdim sanıyorum, şuursuzca koşturuyorum evin içinde."sen ara "diyorum, "sen ara, sen ara"
Annem kocamı arıyor, müjde de istiyor arada atlamadan.Beni istiyor telefona, çok mutlu, sesi titriyor,"seni seviyorum, gözümüz aydın "diyor.

Babam İzmir'de, onu da arıyor kardeşim.
Ben de bu haberi en çok bekleyen insanı, sevgili kayınvalidemi arıyorum, çok ama çok seviniyor.1 dakika sonra tekrar çeviriyorum numarasını, biriyle konuşuyor, teyzeme haber veriyor olmalı..

Çok mutluyum.
Şükürler olsun Allah'ım.
Benim için dua eden bir kalbi temizin duası yüzü gözü hürmetine verdin kalbimin dileğini, şükürler olsun binlerce kez..

İşten erken çıkacak kocam, pasta da getirir gelirken, onu görmeyi çok istiyorum şu an.
İsteyen kimsenin kucağını boş bırakma Allah'ım, yeri doldurulamayacak bir duygu, bir hasret bu.İkamesi yok, beklemesi zor, yokluğu çok acı..

İçimde bebeğimle uyuyacağım bu gece, içimde bir yerlerde bana tutunan bir nokta var.
Tutun ne olur bebeğim, sımsıkı tutun minik ellerinle, bırakma anneni, annen seni çok özledi....

20 Haziran, 2012

Mahallenin kasabı gibi eczacısı da bir iyilik düşünmeli bana..
Her ay mens dönemimden 10 gün önce ve sonrasına devam eden 20 günlük süreçte kullandığım 20 adet gebelik testine maaşımın haturı sayılır bir kısmını yatırıyor olmamı dikkate alıyordur herhalde.

Sabah 9 da çok çok önemli bir toplantım var, 6 da kalktım, kafam nasıl endeksliyse doğru banyoya, bütün dolapları karıştırdım yok, bütün testleri kullanmışım, bu ay gerekmeyeceği için yeni de almadım demek ki..
Bu testleri gördükçe deliren kocamdan saklamak için bir yerlere sokuşturduğum bir tane olmalı..
Kaç kere 2.çizgi hafif pembe gibi gelip de sevindiğim ve hüsrana uğradığımı görünce yasakladı adam, ne yapsın.
Hah, bi tane kalmış, şampuan şişelerinin arkasına saklamışım.
Geçmeyen bir 10 dakika, sonucu bile bile yapıyorum, bu beklerken ki umudu seviyorum, sonrasındaki hüsran olmasa..

2.çizgi.
2.çizgi.
2.çizgi !
Burda bir çizgi daha mı var bana mı öyle geliyor.
Hava tam aydınlanmadı, banyonun ışığından mı acaba?Camın önüne yaklaşıyorum, pembe bir çizgi daha var burada, hem de hemen belirledi ama nasıl olur.Tedavisiz olmaz demedi mi doktor? Gözüm beni yanıltıyor.
Sürekli o çizgiyi görmek istediğim için sanırım:(

Kocam uyuyor.Yanına gidiyorum."Uyan ne olur, sana birşey göstereceğim " telaşlanıyor adam "birşey mi oldu?"
"bir bak ne olur"
"elindeki ne?
"test"
"yine mi?"
"bir bak ne olur sanki bir pembelik var 2.çizgide"

Gözlüklerini takıyor, evirip çeviriyor.
"Sanki" diyor. "Neyse, uğraşma bunla, nasıl olsa 25 gün sonra tedavi var, üzme kendini"

Testi alıp salona gidiyorum, evet var.
Mutfağa..Vallahi 2. çizgi.
Allah'ım sen aklımı koru.

Annemi arıyorum, sabahın altısı.Aynı üzgün ve dikkatli tonlama,
"üzme kendini kızım san aöyle gelmiştir"

Hayır bana öyle gelmiyor, var işte, var!

Alelacele giyiniyorum ve sabahki toplantıya gideceğim arkadaşıma hasta olduğumu yazıyorum mesajla.
Kocam da hazırlanmış,işe gidiyoruz.
"önce hastaneye "diyorum."kan testi yaptıracağız"
Direniyor, üzüleceğimi biliyor..Ağlayacağımı biliyor.Kıramıyor.
Hastaneye gidip kan veriyoruz, sonuç 2 saat sonra.
Annem tedavimi bekliyor ve kardeşimin evinde.Kardeşimin evi hastaneye çok yakın, oraya bırakıyor beni kocacık.

2 saat..
2 ay, 2 yıl,2 ömür..
Yine ağlayacağım biliyorum.
Allah'ım sınama artık, ne olur...
Ofisten bir arkadaşım masamda uyurken resmimi çekmiş, bir de konuşma balonu yapmış üstüne, tüm gruba mail atmış, Allah'ım rezalet ! Nasıl uyumuşum öyle, çok da erken yatmıştım oysa.Yoruluyorum galiba son günlerde..Bir de diyete başladım ki, tadından yenmiyor.İzmir'de yaşadığım çook uzun yıllara ve Girit'li arkadaşlarıma rağmen ot yemekten hoşlanmayan ve genlerden gelen yeme zevkime taban tabana zıt listemle,bakışarak oturuyoruz.Ama harfiyen de uyuyorum, bu halsizlik ondan olmalı.

Gelecek ay yeni denememiz var, inşallah bu kez olur, zira bir daha kaldıramayacağım gibi geliyor, bu kez de olmazsa salacağım engine gitsin, herkesin çocuğu mu var, benim yazım da bu demek ki..

Yarın mens dönemimin başlaması lazım, tarihi not etmeliyim ki doktora 27. gününde gideceğiz.
Bu tedavinin en garip tarafı sürekli bir "yumurtlama dönemi, yumurtlama günü "tabirleriyle dolu olması..Doktorun ilk sorusu da o oluyor zaten "yumurtlama gününüz ne zaman? Bu iğneyi yumurtlama döneminde yaptırmanız lazım vs vs "
Kocama akşam salonda otururken "bu ay yumurtlama döneminde 2 iğne yapılacak bana "dedim, gazete okuyordu, şöyle hafifçe dönüp " hani yanımda oturduğunu görmesem bir tavukla evlendim sanacağım ! "dedi, haklı...

Akşam yemeğinde biftek ve salata var, haftanın 4 günü biftek! Bu diyetisyenler bifteğin kilosu kaça biliyorlar mı bilmem.Kadına dün "yerine kıyma yesem olmaz mı? "dedim, boyoz gibi oldu gözleri."Hanımefendi kıyma yağlı olur sırf kırmızı et olmalı,bla bla bla"
Kendisi de tonton bişey, bunu bana öneren arkadaşıma bir daha sormalı, kendi dediğini yapamayan bana nasıl faydalı olacak bilmem, gerçi hocanın dediğini yap yaptığını yapma derler ama..
Bizim kasabın 1 aydır beni görünce gözlerinde TL işareti beliriyor resmen, ceylan değil ya katkılarımdan dolayı bir çeyrek altın verir herhalde diyetin sonunda!

Neyse, kilo verirsem şansımın daha çok olacağını söyledi Tüpçü, tüp bebekçi yani, of Allah'ım tıpkı yumurtlama gibi tüpçü de takıldı dilimize, ne menem bir yolculuk şu annelik yolculuğu, tam Umuda yolculuk işte..
Umuduma..

19 Haziran, 2012

Bu doktor da "olmaz "dedi, her uygulama sonrası vücudun biraz dinlenmesi lazımmış,uzun uzun anlattı,"eski doktorunuzla devam edin bence"diye de ekledi."Başından beri takip edip operasyonlarınızı da o yaptığı için değiştirmemek en iyisi "
Peki, ne yapalım, zorla gidip adamların eline yapışacak değiliz ya..Hem dondurulmuş 14 tane embriyom var,onları deneyecekler, yapacak birşey yok, of of of..

Kafam bu kadar karmakarışık ama durup da hayatın akıp gitmesini izlediğimi sanmayın, ofis, evin günlük düzeni, bir balkon dolusu çiçeğim, işten arta kalan zamanlarda sırf sevdiğim için nikah şekerleri yapışım, kitap okumaya olan tutkum kafamı toparlıyor..Aslında diyete başlamalı bu ara, bu kilolar üzerime yapışmadan..İyi de neden bu değil ya üfff, gene sıkıldı canım şimdi.

Tedavi sürecinin en kötü yanı, kimle karşılaşsan hatta karşılaşmana gerek yok göz göze gelsen ucundan,ilk işleri "ne yaptınız?"demek oluyor..İyi niyetle yaptıklarına eminim ama herkese yeniden yeniden anlatmak ne yorucu, çenem değil yorulan yüreğim..Allah'ım şu duaların yüzü suyu hürmetine..

Haberlerde, evlilik dışı doğan bebeğini sevgilisiyle ormana götürüp bir ağaç kovuğuna bırakan bir kadının haberi var.Canlı canlı, aç susuz, soğukta, Şubat'ın başı Allah'ım hikmetinden sual olunmaz da ona değil de isteyenin kucağına bıraksan bu melekleri..

Şimdi geçer mi bu 3 ay yada geçer de delip de geçer mi desem.

Algıda seçicilik dir ya şimdi tüm gazetelerde, internette bebek haberleri okuyorum, bir psikolağa da danışsam iyi olur aslında, takıntı haline mi dönüşüyor farkında olmadan ki sebepsiz ısrarın kötü sonuçlarını tahmin edebilen bir sağduyuya sahip olduğuma inanırken..

Sabah bir psikolog araştırmaya başlayayım.

18 Haziran, 2012

3.kez (yok aslında 4. oluyor çünkü tüp bebekten önce bir de aşılama yapılmıştı) denemek için 2-3 ay zaman istedi doktor..Vücudum dinlenmeliymiş ama ben o kadar beklemek istemiyorum ki..Zaten 30 gün geçecek şimdi aradan, sonra ilaçlı tedavi dönemi sonra transfer dönemi, istemiyorum çok uzun, lütfen gelecel ay tekrar deneyelim diyorum.."sen bilirsin ama ben doktorun olarak vücudunun biraz dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum "diyor, başka bir doktora gitmeli..2 kez denedi olmadı zaten, belki bir başkası daha başarılı olur, internette tedavi görüp sonuca ulaşanların doktorlarını mı araştırsam, onlardan birinden mi randevu alsak, bilmiyorum.

Annem çok üzülüyor durumuma, ben üzüldüğüm için üzülüyor, o da biliyor çocuğumuz olmasa da iyi anlaşan ve mutlu bir çift olduğumuzu ama o bebeği çok istediğimi biliyor, annelik işte elinden birşey gelmiyor,hep hüzünlü gözleri..
Babam biraz da yetişme tarzının getirdiği bir mesafeyle olanı biteni benden değil de annemden öğreniyor,bana birşey sormuyor bu konuda, kimbilir belki ben rahatsız olurum diye ama bu sabah annem aradı, "baban sabah bir televizyon programında bir doktoru dinlemiş, çalıştığı tüp bebek merkezinin telefonunu almış, bir gitse ya çocuklar diyor "dedi, canım babacığım, üzülmeyin, herşeyin bir zamanı var ben de biliyorum, yazıda varsa geliyor önümüze de, kendime her zaman söz geçiremiyorum, yanlış olduğunu bildiğimiz şeyleri bile bazen bile bile yapmamız bundan değil midir?

Çok kilo aldım.38-40 beden giyen ben 44 bedene çıktım, ilaçlar,iğneler, hormonal karmaşa, transfer dönemlerindeki hareketsizlik, hiç alışık değilim kendimi böyle görmeye,üzülüyorum.Yeni birşeyler almalı üstüme, bir müddet daha işe gideceğime göre.Ben evde kalmak istiyorum, sessizlikte kafamı dinlemek, susmak,okumak..Ama çalışmalıyım da o kadar maliyetli bir iş ki şu tedavi, Allah herkese yardım etsin, biriktirdiklerimiz eridi, kredilendik bankaya, neyse bebeğim gelsin de, daha çok çaışırız babasıyla, yemeden içmeden çalışırız..

Yeni bir doktordan randevu aldık, çok yoğunmuş adam,15 gün sonraya randevu verdiler.
Bu tedavi boyunca gittiğim bilmem kaçıncı hastane olacak.
Oranızda buranızda parça var perde var diye ameliyat ettiler,biraz iyileştim, doktor baktı "tam olmamış,tekrar yapacağız"hadi bir daha.Aradan biraz zaman geçti "şurda tıkanıklık varmış açalım " peki dedik hooop yine ameliyat masası.Sonra "yokmuş, bize öyle geldi galiba!"
Yoruldum galiba, acı çekmeye de alışıyor insan, istediği çok önemliyse,hiç şikayet etmiyor.Gıkımı bile çıkarmıyorum bana tüm bunları yapanlara, onlara kızmak istemiyorum ki, belki bebeğimi verirler bana diye,yaksinlar canımı ama getirsinler yavrumu yeter..

Randevu günü geldi işte.
2.kez denendi..
Bu kez hep yatmadım transfer döneminde, kalktım, gezip durdum evin içinde..
Doktor bu kez şansımız dah yüksek dedi ya,içimde başka bir heyecan var..
Her sabah Kadınlar Kulübünde benim durumumda olan ve tedavi görenlerin sayfasını okuyorum, mutlu haberler alanlar var 2.denemelerinde, hepten umutlanıyorum.Umutlanıyorum demişken, kızım da olsa oğlum da olsa adını Umut koymaya karar verdim tam da ismiyle müsemma, Umut olsun bana istiyorum..Kocamın itirazı yok, benim için üzülüyor biliyorum.."Çocuğumuz olmasa da mutluyum ben seninle,olmasa da olur üzme kendini "diyor ama çocukları çok seviyor biliyorum.Arkadaşlarının çocuklarını o kadar seviyor ki "Allah'ım benim için değilse de onun için bir evlat ver "diye dua ediyorum..
Dua deyince; iş yerinde, akrabalarımın içinde durmadan benim için dua edenler var, beni her gördüklerinde "sabret, yanında kar tanesi kadar olan bebeklerden sana da gönderecek bir tane "diyorlar, gülümsüyorum..

Geçen sefer öğleden sonra gidebilmiştik hastaneye , bu sabah erkenden hazırım,uyku tutmadı ki.Sabah sabah kalkıp şu evde yapılan testlerden birini yaptım, negatif ama hemen çıkmaz demişlerdi zaten, o nedenle kan testi istiyor doktor.

Giyinip hazırlandım, kocamın aşağı inmesini bekliyorum, hemen gidelim istiyorum hemen hemen.
Bu transfer dönemi için rapor almıştım, yarın bitiyor, pozitif çıkarsa ofise gidip "ben artık gelmeyeceğim "diyeceğim, negatif çıkarsa..

Negatif çıktı.
Bu kez de olmamış.
Hastaneden eve gitmek bile istemiyorum, oturup kaldım banka, bir daha yaptırsak caba, hem kanı alan hemşire gençti, üstüme başıma döktü hep aldığı kanı. "bir daha versek kanı "diyorum kocama "eve gidelim, birkaç gün sonra yine geliriz "diyor, ağlıyor mu bu adam...
15 günlük transfer dönemini evde geçirdim, annem de yanımdaydı, babam gelemedi ama her gün arıyor ne yapsın adam..
Bu sabah kan tahlili yapılması gerekiyordu, inşallah pozitifdir diye sabaha kadar dua ettim ama öğleden sonra gelebildik hastaneye, sonucu bekliyoruz şimdi, daha doğrusu eşim almaya gitti, Allah'ım sen büyüksün.
Biraz önce sonucunu alan hanımın pozitifmiş, tüm aile gelmişlerdi, bayram yaptılar resmen, bize de yaşat Allah'ım..

Karnım da kazınıp duruyor, acaba bebişim geldi de karnı mı acıktı acaba?3-4 gündür sol kasığımda da bir ağrı var, belirtilerden biriymiş, hadi inşallah..

Doktorum orta yaşın üzerinde , gülümsemeyi ve soru sorulmasını pek sevmeyen bir adamcağız, sordukça cevaplıyor tabii ama ne bileyim, sordukça işte...Oysa ben bana anlatsın istiyorum;olasılıkları olmayasılıkları, ne varsa işte.

Eşimin kauçuk ayakkabılarından oldum olası nefret etmişimdir, dibime gelene kadar sesini duyamıyorum, ne zaman dibimde bitip omzuma dokunsa farkediyorum onu,yanımda..Gözgöze gelmiyor benimle, sonuç kağıdı olmalı elindeki de.Anneme bakıyor bir an, konuşmuyorlar ama birşey anlattılar sanki birbirlerine.Yanıma oturuyor, her zamanki uysal adam, sakin,huzurlu..
"bu kez olmamış aşkım.Ama üzülme doktor böylesi daha iyi, ikinciye şansımız çok daha fazla dedi" diyor. "Ama üzülme doktor" kısmından sonrasını duymuyorum, bir el alıp beni evime götürüyor, yorganın altına sokuyor,üstümü örtüyor, ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorum...
Her akşam iğneye gidiyorum hastaneye, alıştım artık, kocam olmasa da gidip geliyorum, acilde yapıyorlar zaten ve 1-2 dakikada bitmiş oluyor herşey..
Zaman bukdukça internette bu durumdaki kadınların hikayelerini okuyorum,çoğu benim yaşıma yakın, tehlike sinyalleri çalınca panik yapanlardan ama çok genç yaşta olanlar da var aralarında.
İğnelerden delik deşik her yerim, hastanede yapılanlar dışında bir de ben evde göbeğimden bir iğne yapıyorum her gece, yapamam zannederdim ama konu bebek olunca sıkıveriyor insan dudaklarını.

İşe gitmek öyle zor geliyor ki, kafam sadece bu konuya endeksli.Ya transfer dönemi ? Zaten 15 gün iznim var, onu da transfer döneminde kullanırsam ? İlk seferde tutar mı ki? Ola ki tutmadı aynı doktorla mı devam etmek lazım, başka bir klinikte mi? Kimisi sürekli ayaktaydım tuttu diyor kimi hiç kalkmadan yattım tuttu?
Çorba oldu herşey kafamda, transfere 2 gün kaldı,şimdi iğne zamanı..
Haftasonu görüştüğümüz doktor "bir an önce tüp bebek tedavisine başlamalısınız "dedi.Tüp bebek tedavisi ile ilgili öyle çok şey okudum ki ne doğru ne yanlış , kafam karmakarışık..Biri "bu bir sektör ve gerekmese de tüp bebek tedavisine başlatıyorlar" diyor doktorlar için , diğeri "geç kalırsan çok üzülürsün doktoruna güven ve hemen başla"

Haftaya randevumuz var, süreç başlamış olacak, yaklaşık 21 gün ilaç tedavisi, sonra transfer ve bekleyiş süresi olacakmış.Annemi çağırmamı önerdi arkadaşlarım, transfer döneminde istirahat etmem gerekiyormuş, bugün ararım onları da..
Bir bebeğim olsun istiyorum..
Minicik, mis kokulu..Doğuştan getirdiğimiz güdülerden midir ben mi çok seviyorum bebekleri bilmem ama kucağımı dolduracak bir varlık, bir ten, bir gülüş eksik içimde.

Birkaç doktorla konuştuk, hiçbir sorun görünmüyor ikimizde de ama yaşım sınıra yaklaşıyor,haftasonu bir randevumuz daha var, umarım güzel şeyler duyarız bundan da.

Bu sabah ofisin tuvaletinde yaşı bana çok yakın bir arkadaşımla karşılaştım,beni görür görmez kaçar gibi çıktı gitti, selamımı bile ağzında geveleyerek aldı? Neden acaba,kırdım mı bilmeden? Belki de canı birşeye sıkılmıştır öyle ya.

Odaya döndüğümde kızlara da anlattım, biri "hamile o,5 aylık farketmedin mi karnını? "dedi, "edemedim çünkü beni görünce apartopar çıktı"dedim, bakıştılar..??
Öyle şaşkın bakmış olmalıyım ki Ayşe;"yanlış anlama ama hani çok uzun yıllardır bekliyordu ya o da bebeği, senin de tedavi gördüğünü biliyor, sanırım nazardan falan korktu " ??
Nazar? Ben? Neden?
İnsan böyle bir habere ancak sevinebilir, en azından ben.Ben elde edemediğim hiçbir şeyi, başkasının elde ettiğini gördüğümde kıskanmadım, iç geçirmedim, Allah'ın bir bildiği vardır dedim hep, ben o o da ben olsaydık, konuşurdum ben onunla, tedavi gördüğüm doktordan söz ederdim, görüşsün isterdim, moral verirdim.Kaçmazdım..Kaçmama içerler ve aynen bana söylendiği şekilde algılar diye, uzun uzun kalırdım yanında.
Olmayan bebeğim, beni duyuyorsan çabuk gel e mi, bak artık hamilelik haberlerini de vermiyorlar annene, doğum müjdelerini de.Benden çok başkaları dert etmiş durumda senin olmanı yada olmamanı, oysa ben zamanın geldiğinde geleceğini bilerek,umutla uyanıyorum her sabaha.Bir sürü benzer şey duyuyorum olur olmadık yerde, üzülüyorum, bu kadar kötü müyüm ki ben, bakınca zarar vereyim birşeylere?
Bebeğim, minik kuzum,orda mısın?