31 Ekim, 2014

Yeniden merhaba:)

15 Ekim oldu 31 Ekim:)
Bol yağmurlu ve soğuk bir sabah, kahvemi aldım ve olanı biteni şöööyle bir anlatayım, içimi dökeyim istedim:)
Ama hakikaten soğuk, birden bire hem de. Hafta içi sürekli yağan yağmura rağmen birkaç kez çıkıp yürüyebilmiştim ama bugün balkona çıkıp sigara içeyim dedim dondum resmen:)

Neyse, nihayet taşındık:)
Radikal bir kararla Büyükçekmece'den Anadolu Hisarı'na transfer olduk ailecek.
6 yıllık evlilik sürecimde 4.evime taşınarak akrabalar ve arkadaşlar arasında rekoru elimde tutuyorum şimdilik:) Gelecek sene de taşınacağımız düşünülürse , bu askerlik bitmez kardeşim:)

Evlendiğimizde ilk evimizi Florya'da tuttuk, güzel kutu gibi bir evdi.Sonra 1 yıllık kontratın bitmesine yakın Kumburgaz'da eşimin aile tarafından birinin sattığı 3 katlı bahçeli  bir müstakil evi alıp oraya taşındık.Orada 2 yıl oturduk, ben hamile kalıp kanser tedavisi başlayınca orayı satıp  Beykent'ten dubleks bir ev aldık, izmir'de yaşayan annem ve babam da bir alt sokağa taşınınca güzel güzel 3 sene oturup hep birlikte Umut'u büyüttük,
Fakat sonunda tüm bu evlilik süresinde Kavacık'taki işine her sabah İstanbul trafiğinde gık demeden gidip gelen sevgili kocam sonunda "yeter"dedi:)
Haklı adam, ne diyelim 3-4 yıl ben rahat ettim haydi şimdi de sen rahat et bakalım deyip işine 3 dakikalık mesafedeki bu evi tuttuk. Seneye kontrat dolmasına yakın kirayı tekrar yenilemeyeceğim kessssin olduğu için 5. evimize kadar burada dinleniyoruz demektir şimdi:)

Arkadaşlarım artık "şimdi hangi semttesiniz?"diye soruyorlar, haklılar da işin bir de ev hediyesi faslı var tabii.Nezaketen de olsa elleri boş gelmek istemedikleri için 4. evime 4. hediyesini getiren arkadaşlarım var valla:)
"Utanıyorum yapmayın ne olur, alacaksanız bir pasta alın beraber yeriz diyorum " artık gelmek isteyenlere.

Umut'a da eve 5 dakika mesafede bir anaokulu bulduk, paşam 15 gündür oraya gidiyor şimdilik sakin ve mutlu ama onun için de kolay olmadı tabii.
Beykent'teki kreşine 2 yaş 3 aylıkken başlamıştı ve 2 yıl boyunca da herkese alışmıştı, o kadar da ilgili ve şefkatlilerdi ki çoğu zaman eve gelmemek için saklanıp "burada kalacağım "diyordu:) Müdüre Hanım , aşçıları, öğretmenleri aile gibi olmuştuk artık, küçük de bir kreş olduğu için biz hiç okul sıkıntısı çekmemiştik sayelerinde..
Şimdiki okulu daha büyük ve daha kalabalık ve o artık 4 yaşında olduğu için yabancı kavramı geliştiğinden de olsa gerek hala mesafeli herkese karşı:)
Alışacaktır umuyorum..

Diğer okulla pekçok şeyleri aynı, muhtemelen diğer okullarla da; kitap günleri, oyuncak ve sürpriz günleri, o anlamda bir sıkıntı yok ama kalem tutmak konusundaki inadı ile başımız dertte:) Öğretmeni birkaç gün önce arayıp evde çalıştırmamı istedi kalem tutmaya:)
Kendi bildiği bir tutma şekli var bir yere saplayacakmış gibi , öyle tutmak istiyor ve ne kadar gösterirsem göstereyim reddediyor doğru şekilde tutmayı:) İnat işte, kime çektiyse artık:)

Kreşte 2 yıl boyunca öğle yemeği sonrası 2 saat uykuları vardı ama bu sınıfta yok o nedenle erkenden uykusu geliyor akşamları, sabahları da 08.30 gibi uyanıyor, biraz zaman geçsin başlar anlatmaya olanı biteni.

Bugünlük bu kadar, yarın ev arama ve tutma eğlencesinden bahsedeceğim biraz, ne şenlikli oldu ne şenlikli:)
Yarın görüşmek üzere...