04 Şubat, 2014

Evde olmak:)

Çalışırken daha az yorulduğumu söylediğimde gülüyor arkadaşlarım.
Hakikaten öyleydi ama . Hafta içi sabah çık akşam gel , akşam gelince sabahtan yada akşamdan buzdolabının alt rafına konmuş et/tavuk/sebze yi en pratik haliyle pişir, sofra kur, yarına giyeceklerini hazırla, bulaşıkları makineye koy, biraz televizyon izle temposu hiçbir şeymiş aslında!
Asıl sürpriz iş hayatını bıraktıktan sonra bekliyormuş beni meğer.
Zira, akşam eve gelince yatak odasındaki komidinin yada salondaki konsolun üzerindeki toz gözüme ilişmezdi, cuma akşamı da çamaşır yıkayıp pazar günleri televizyon izlerken ütüledim mi oh mis, o anki yardımcı da ortalama 10 günde 1 dip bucak silip süpürdü mü, yetiyordu işte. Neticede bizim evde Buckingham Sarayı değildi ki bir gelen bir daha bir daha gelsin de gelenin gidenin hesabı olmasın ! Neticede çalıştığımı bildikleri için biri gelecekse de ya cuma yada cumartesi akşamı için önceden haber veriyordu, ben hemen bir elektrik süpürgesi bir vileda çıkıyordum işin içinden:)

Amaaaa, işten ayrılınca ne oldu? O gözüme hiç batmayan komidin üzerindeki toz değil gözüme batmaya gözüme yapışmaya başladı. Şu ev işi denen şeyin ne nankör birşey olduğuyla tanışmış oldum böylece. 18 yaşımda çalışmaya başlayıp 1 gün bile ara vermeden 20 yıl çalışınca, başka türlüsünü öğrenmemişim ya, bir afalladım ki sormayın gitsin.

Sabah erkenden kalkıp oğlumu kreş için giydirip saat 9 da bırakıyorum onu, hemen ortalık toplanıyor, lavabolar elden geçiyor, yatak özenle düzenleniyor ki gün içinde ben bile bir daha o odaya girmesem bile - dikkatle özel örtüler falan seriliyor, bulaşık, çamaşır, market, o günün craft projesi neyse boya dik yapıştır, umut'u okuldan al, yemek yap, sofra kur, bir daha mutfağı topla, Umut'a nazla pozla yemek yedir, masal oku uyut derken bir bakıyorum sabah bir bakıyorum akşam, kendi kendime "bugün nasıl geçti " dediğim öyle çok oluyor ki.

Neyse efendim, çalışırken düzenli şekilde yardımcı kadınlarla çalışmak oldukça sıkıntılı olurdu. Zira haftasonları hem ben dinlenmek istediğim için hem de eşim evde diye hafta içi alırdım kadını ki ben geldiğimde iş bitmiş olsun ben de 1 hafta rahat edeyim. Ama ne rahat etmek!

Birini bir iş arkadaşım önermişti, arada ona da geliyormuş, çok matah değil ama işini görür deyince tamam demiştim ne diyeyim, lazım oldu mu öyle hemen bulunabilen birşey olmuyor ki bu yardımcı tayfası. Kadına telefonumu vermiş ki beni arayıp adresi falan alsın, kadıncağız da muhtemelen aramıştır ama benim tanımadığım numaraları açmama alışkanlığım nedeniyle ki bu alışkanlık çok saçma bir alışkanlık olup, tüm numaraların telefonumda kayıtlı olamayacağı düşünüldüğünde daha bir saçma gelmektedir kulağa, evden de aramış bana ulaşamamış. Adresi arkadaşımdan almış, sabah kapıyı açtım, orta yaşlarda bir hanım ve elinde de bir poşet, kıyafetleri herhalde diye düşündüm doğal olarak ama değilmiş.İlk cümlesi aynen şöyle oldu; "aradım aradım ulaşamadım dedim ki bu gezenti kadının evinde bez de yoktur,bezimi yanımda getirdim" Allam allam güler misin ağlar mısın:) Neyse, benim işe gitmem lazım, süpürge tutacak, silip toz alacak, malzemelerin yerini gösterdim, telefonumu panoya astım, yemeğini hazırladım ben çıktım. Akşam işten döndüğümdeki manzara; süpürge tutulmuş, toz alınmış ama silinmemiş yerler, mutfak tezgahında 3 soda şişesi,4 kola kutusu, boş kek poşeti ve sabah düzeltip gittiğim koltuktaki yatmış insan silüeti ! bir daha çağırdım mı hayır !

Bir diğerini karşı komşum buldu, bu kurnaz da perşembe günleri geliyor, o perşembe de benim tüp bebek randevum var, erken geldim saat 13.30 da evdeydim, gitmiş, yok kadın ! Tam gün yevmiyesi alıyor bu arada. Ertesi hafta sordum, "çok dişim ağrıyordu çıktım" dedi "peki" dedim, bir sonraki perşembe de tesadüf ya ,İzmir'den annemle babam geliyor öğlen,kapı duvar ! Bu kez sormadım, diğer perşembe öğlen izin alıp geldim yine yok! Ne oluyor Sabahat Hanım dedim, 3.kez yakalanınca "e senin işini 2-3 saatte bitiriyorum, başka işe gidiyorum yarım gün ne var ? demez mi ! Mübarek git git de bana söyle bari, başka işe gideceksin diye o kadar apar topar iş yapıyorsun birşeye de benzemiyor! Bir daha çağırdım mı hayır !

Bu minvalde geliştirilebilecek onlarca kadın hikayesinin sonunda öğrendim ki "ne kadar iyi niyetli olursam olayım/ iyi niyetimin sömürüldüğünü görüp ne kadar katı olursam olayım/ ne yaparsam yapayım" istediğim gibi birini bulmam çok güç ve bu yeterince ücret ödemen yada ödememenle ilgili de değil, bulabildiğimle yetinmek diye tam da benim durumuma diyorlar işte.


Hiç yorum yok: